myspace

myspace graphics

Salı, Aralık 15, 2009

Son Kar Yazısı / Süpriz Ziyaret


' BEYAZ KAR ÜSTÜNDE KIRMIZI KANLAR'

Kar bugün, annemin yoğun eleği gibi çok bol serpiştiriyor, rüzgarın tesiriyle toz duman savrulurken göz gözü görmüyordu. Yaklaşmakta olan bir kurban bayramı vardı ve bir gün öncesinden komşular toplanmıştı. Her biri tahtasını, oklavasını alıp gelmişti ve incecik, kocaman yufkalar açılıp, büyük sofra sinilerine baklavalar,bağlanmıştı, kendi tabirleri ile. Akşam, çoğunlukla babaların başında sinilerle, ekmek fırınına doğru uzanan bir kafile oluşmuştu.

Bayram temizliği daha önceden yapılmıştı ama annem, soba tüttü, oda iyice kötü görünüyor diyerek, engel tanımayan ve ağır işlerde bana hiç sirayet etmemiş azmiyle, boya-badana işlerine girişmişti. Odalar boşaltılınca biz çocuklar karşı komşuya zorunlu misafir vaziyyetiyle ayaklanmıştık. Babam bizi dışarı çıkardığında şaşakaldık. Zira bir yandan savrulan kar sokağımızda bir tepe yüksekliğine ulaşmış ve ilkokul ikinci sınıf öğrencisi olarak ben dahil hepimiz ancak Babamın kucağında karşı komşuya gidebilmiştik. Yaşlı ve şeker komşu teyzemiz bize, masallar anlatmıştı şu an bile hatırımdan gitmeyen. 'Karanlık Dünya ile Işık Dünya' da padişahın her zaman üç olan oğullarından, yine en kahraman olan son oğulun maceralarını dinlemiştik. Ana sözü dinlemeyen keloğlanın altın-gümüş değirmenlerini kaybedişine hep birlikte kızmıştık. Benim çocukluğumda hasseten uzun kış gecelerinde misafirlikler fazla olur ve çocukların ısrarı ile de başlansa da, herkes tarafından merakla beklenen, devamı bir sonra ki güne kalabilen masallar anlatılırdı güzel tekerlemelerle başlanan.

Akşam eve dönerken, bizim meşhur Ayşe Teyzenin yine hangi komşu ile olduğunu hatırlamadığım ve bülbülün çektiği dili belası sözü gereği sık sık yapmak zorunda olduğu bir andı kalıyor kulaklarımda. Önce ' bayram başıma kara gelsin' le başlıyor ve ardından ' ben bu tür sözler etmemeye ağzımı Murdar Irmağında çalkaladım' gibi ilginç bir ikincisini ekliyordu. Ben yine O'nu Murdar Irmağının kenarında, o koyu yeşil suyuyla ve hikmeti nedendir bilinmez bir at gibi eğilip ağzına su aldığını hayal ediyorum. Bu arada şu an olmayan iki ırmağımız vardı şehrin içinde. Murdar ve Mısmıl Irmaklar.

Bugün Arefe günüydü. Bayram hazırlıkları tamamlandı. Kuru meyvelerle yapılan bayram çorbası, su böreği, baklava, sütlaç gibi demirbaş bayram yemeklerinin yanına arzu edilen ilaveler yapılmış. Sarmalık yapraklar hazırlanmış, lakin beklenen Kurban Bayramı olduğu için bayramın ilk günü kurban etiyle yapmak üzere bekletiliyordu. Ramazan ayı arefe günü akşamı neredeyse her evden sarma kokuları yükselirdi.

Evet arefe günü sabahındaydık ve onca bayram hazırlıkları maratonundan sonra, yedinci kardeşimiz aramıza katılmıştı ve kalabalıktan pek hazzetmeyen tarafımdan bir bunun sesi eksikti yorumu ile karşılandı.

Bayram, hatırladığım ilk kurban bayramlarından biri. Ara sıra karlara bata-çıka dışarı uzanıyorum, beyaz karlar üzerinde kırmızı kanlar, kurban kesen amcalar. Erken davranıp, işini bitiren ailelerin çocukları ellerinde tepsiler, kurban payları sıralanmış, kapıları tıklayıp, pay dağıtıyorlar. Ben uzak bir mahalle de yakınlarımızla kurban kesmeye giden babamın dönüşünü bekleyip, sokağın ucuna doğru göz gezdiriyorum.

Süpriz ziyaret bir sonraya kalsın diyorum. Hoşçakalın efendim.