myspace

myspace graphics

Cuma, Mart 31, 2006

YORUMSUZ


Mazeret arayana mazeret çok,
Yüreğini ortaya koyana engel yok!..

Pazartesi, Mart 13, 2006

AYNAROS'DA KADIN YASAĞI / HANGİ SARAYDA KAHVALTI ETMEK İSTERSENİZ

Bir çoğumuzun en sevdiği öğün olan kahvaltıyı bir haftasonu ya da müsait olduğunuz bir gün, bir sarayda yapmak istemezmisiniz? Milli Saraylar Daire Başkanlığınca bağlı bu mekanlardan, Küçüksu Kasrı, Ihlamur Kasrı ve Maslak Kasrı'nda kahvaltı yapmanız mümkün.Küçüksu Kasrı Beykoz ve Küçüksu sınırında sahilde yer alıyor. Kasır bahçesinde kafeteryada, güneşli günlerde ise banhçesinde denize nazır kahvaltı mümkün. Ihlamur ve Maslak'ta ise bina içinde ayrılan salonlarda kahvaltı etmek mümkün. Maslak'ta II.Abdülhamit'in diktiği kış gülleri de ayrı bir güzellik. Biz, bu bilgiyi öğrendikten sonra, tarihi mekanlardan hoşlanan bir aile olarak, gitme kararı aldık. Bu hafta, Küçüksu Kasrı'ndaydık. Sizlerle paylaşmak isredim. Gitmeyi arzu edenler için, menü fiyatlarını ve telefonları vermek istedim. Kahvaltı ücretleri oldukça mütevazi. 4,7 ve 10 Ytl'lik seçenekler mevcut. 4 liralık menüde, krem peynir, iki çeşit zeytin, domates, salatalık, biber, tereyağı, bal ve reçel ve de 3 fincan çay bulunmakta. 7 ytl de tulum, kaşar, beyaz peynir ekleniyor, çay sınırsız. Ali Paşamız gibi hamur işleri arzu ediyorsanız, 10 liralık menüyü seçmenizi öneririz. Zira, diğerlerine ilaveten, simit, börek ve poğaça ekleniyor. Benim gibi; Essohbeti bila çay,kelleyletü bila ay diyorsanız çay yine sınırsız.Telefonları; Küçüksu Kasrı-0216 332 33 03, Ihlamur Kasrı-0212 259 50 86 -258 89 03, Maslak- 0212 276 10 22 Tahlil sonuçlarımı almak için hastaneye yetişmem gerekiyor. Hepinize güzel bir gün dileği ile, hoşçakalın.


Küçüksü Kasrı'nın bahçesinde Ali ve koruma polislerinin sevimli köğeği.
Aşağıdaki haberi bir gazetede okudum. İlgimi çekti ve sizlerle paylaşmak istedim.


AYNAROS KİLİSESİ'NE KADIN ELİ DEĞMİYOR
Yunanistan'ın üç önemli yarımadasından biri sayılan Aynaros'ta, yüzyıllardır ilginç bir gelenek sürdürülüyor. Ortodoks kilisesinin kontrolünde bulunan adaya giren kadınlar hapse atılıyor, dişi hayvanlar öldürülüyor
Avrupa'nın göbeğinde kadın-erkek eşitliğini kabul etmeyen Aynaros (Athos Dağı) yarımadasına bin yıldır kadınlar ve dişi hayvanlar alınmıyor. Yarımadada keşişlerden başka kimse yaşamıyor. Fransız haber ajansı AFP, Ayranos'daki yaşama şartlarının ve imtiyazlarının 1050 yılında Kostantinos Monomakhos'un imparatorluk fermanlarının belirlediğini açıkladı. "Kutsal Dağ" olarak da adlandırılan bu bölgeye kadınlar girdiğinde iki ay ile bir yıl kadar burada bulunan hapishanede hapsediliyor. Bölgeye giren dişi hayvanlar ise öldürülüyor. Halkidikya'nın Ege'deki üç yarımadasından en doğuda olan Aynaros'a AB her yıl milyonlarca dolar yardımda bulunuyor. Avrupa Parlamentosu 2003 yılının başında Yunanistanlı kadın milletvekili Anna Karamanou'nun da desteğiyle Aynaroz'a kadınların girmesini talep edince ortalık karışmıştı. Kısmi bir destek bulsa da PASOK milletvekili Karamanou, ülkesinde çok büyük bir öfke ile karşılandı. Kadın hakları derneklerinin iddialarına cevap veren Papa Nikodiomus, "1200 yıldır Athos Dağı'nda bu gelenek devam etmekte. Kimse bu geleneği değiştiremez. Kadınlar istiyorlarsa kendileri de böyle bir yapıp yaşasınlar" dedi.
· ATİNA
Olmadık zamanlarda olmadık şeyler hatırlar ya insan, bu haber de bana barbarlıkla suçlamak ve helen olmanın üstünlüğünü çağrıştırdı her nedense :))

Salı, Mart 07, 2006

KADINLAR GÜNÜNDE, TARİHTEN BİR HANIM.



ADİLE SULTAN :Adlî’nin kızı Âdile, 5 padişah görme talihliliğine erişmiş bir prensestir. Sultan 2. Mahmûd’un en çok yaşayan kızı olan Âdile Sultan annesi Zernigâh kadını doğduktan az sonra kaybetti. Öksüz kalan Âdile’yi ona annelik yapıp büyüten, Nevfidan kadındı. Babası öldüğü zaman ise 13 yaşına henüz basmıştı.

Âdile Sultan’ın eşi M. Ali Paşa oldukça çapkın ( tıpkı Fethi Ahmet Paşa gibi ) idi. Zamanın en kalabalık eğlence yeri olan Kâğıthane’de arabasına yaslanıp, güzel kadınlara tebessüm eden Kaptan-ı Deryâ M. Ali Paşanın etrâfa laf attığı bile olurdu.

Olan bitenler Âdile Sultan’a ulaşınca, kocasını katip etmek ve olayın hakikatini araştırmak için değişik kıyafetle ve kiraladığı bir arabayla Kâğıthane’ye giden Âdile Sultan, söylentilerin hiçte haksız olmadığı bizzat gördü. Zirâ Mehmet Ali Paşa, boyunu posunu edâsı ve endâmını beğendiği bir hanımefendiye lâf atıyordu. Arkasından markalı mendilini de kadına atan M. Ali Paşa akşama kadar çapkınlıklarına devam etti. Akşam olup ta eve döndüğünde gördüğü manzara şu: Gündüz beğendiği kadına attığı markalı mendil, yastığının üstünde duruyor.

Meğer Kâğıthane’de beğendiği ve mendilini attığı o kadın, kendi karısı Âdile Sultanmış. Tabii küçük çaplı bir kriz yaşanıyor.

Âdile Sultan tab’an mütevâzı bir insanmış. Öyle âlâyişi, gösterişi pek sevmez, gideceği yerlere dâimâ tebdîl-i kıyâfetle gider, şehirde kiraladığı arabalar ile dolaşırmış. Bir gün yine yanında 2 kalfası ile berâber Hırka-i Şerif ziyâreti için Eyüp Sultan’a giderken Atikali civârında abdestini tazelemek zorunda kalmış ve o semtte gözüne kestirdiği mükellef konaklardan birinin önünde arabadan inmiş, kapıyı çalmış. O zamanlar, sâhibini bilmediği bir eve böyle bir mâzeretle misafir olmak ayıp sayılmazmış. Konağın fevkalâde süslü ve zevkli döşenmiş olduğunu kendisine tutulan altın leğen ibrikle, sırmalı havluları ve güzel ev sâhibesi hanımın şık kıyâfetini görünce pek beğenmiş ve ikrâm edilen kahve ve şerbet takımlarına hayran olmuştur. Bu durum karşısında Âdile Sultan, kim olduklarını öğrenmek istemiş, ev sâhibesi hanımefendi gâyet sâde ve işveli bir eda ile:

Kaptan-ı Deryâ Mehmet Ali Paşa’nın zevcesiyim demez mi.O anda âdile Sultanın yüzünü görmek lâzım ( ! ) Lâkin bu garip ve beklenmedik iddia karşısında Âdile Sultan, ciddiyetini ve soğukkanlılığını aslâ kaybetmeden ve hiçbir şey hissettirmeden gördüğü hüsn-ü kabule güler yüzle teşekkür ederek ayrılmış. O gece sarayda kocasına en küçük bir serzenişte bulunmak şöyle dursun, aksine her zamankinden daha ziyâde neşe ve iltifat göstermiştir.

Âdile Sultan, Fındıklı’daki sâhilsarayından başka Kuruçeşme’de Esma Sultan’dan kalan yalıda, Kağıthane’de, Çırağan’da oturmuş ve ömrünün bir kısmını Vâlidebağı’nda bugün senatoryum olan binada ve yine bugün Kandilli Kız Lisesi olan sarayda geçirmiştir. Kocası M. Ali Paşa ile evlililkleri 24 yıl sürmüş, O’nun ölümünden sonra tekrar evlenmemiştir.

Kaptan-ı Deryâ Mehmet Ali Paşa çapkındı fakat iyi bir insandı. Onunda zaaf bu idi. Âdile Sultan, M. Ali Paşanın ölümünden sonra O’nun için şu şiiri yazmıştır.

“ ……
Devletü dine sadâkatle ederdi hizmet
Emr-i peygamberi icrâya kılardı gayret
Bir özü doğru, sözü doğru muhubb-i devlet
Öyle bir yâr için Âdile ağlar elbet

Bir Mehemmed Ali Paşa idi ol dünyada
Vechini göstere Allah âna ukbâda.

( Tahassünnâme ) sinde kardeşleri ve kızı Hayriye Sultan için yanıp tutuşan mısrâlar vardır. Kardeş acılarını dile getiren Âdile Sultan, en sonunda:

Âdile bîçâre gayrı neylesün
Hangi derdin vezne koyup söylesin

Âdile Sultan arka arkaya babası 2. Mahmud’u, kardeşi Abdülaziz’i ve kocası M. Ali Paşa’yı kaybettikten kısa bir süre sünra kızı Hayriye Sultan da âni bir şekilde ölünce Âdile Sultanı teselli edebilecek hiçbir şey kalmamış, kendini ibâdete vermiştir. 72 yaşında iken Fındıklı Sâhilsarayında vefat etmiş, cenazesi kayıkla Eyüp Sultan’a getirilmiş ve kendi yaptırdığı türbeye defnedilmiştir.

Türbede kapıdan girilince daire vardır. Sağdakinde 6, soldakinde 3 mezar görünür. Sağdaki dairede Âdile Sultan’la Mehmet Ali Paşa, kızları Sıdıka, Aliye ve Hayriye Hanım Sultan’larla, oğlu İsmail Bey, soldakinde ise 5. Murad’ın hanımı Rezzan Hanım ile 5. Murad’ın kızı Fatma Aliye Sultan metfundur. Buradaki mezarlardan biri boştur.

Hayat Tarih MecmuasıMahmut Şimşek


Adile Sultan'ın hayat hikayesinde en ziyade ilgimi çeken, Kağıthane'de mendil atılınca, ufak çaplı bir kriz yaşanırken, Atikali' de 2. zevceyle tanıştıktan sonra, eşine hiçbir serzenişte bulunmadığının yazılması... Adile Sultan'ın sabırlı bir hanımefendi olduğuna birşey diyemem. Ama, hiçbir tarihçi bir hanımın yüreğini yazamaz düşüncesindeyim. Belki Adile Sultan dışarı yansıtmadı, lakin hiçbir serzenişte bulunmaması, bilemiyorum..... Sizler ne düşündünüz okuyunca.... Sadece ve sadece nur içinde yatsın diyebiliyorum...